Horlamaya Genel Bakış
Horlama yaygın bir rahatsızlıktır. Aslında çoğu insan bir dereceye kadar horlamaktadır. Horlama uyku esnasında ağızdan nefes alırken üretilen bir sestir.
Horlama genellikle tıbbi açıdan ciddi değildir. Ancak yüksek sesle horlama, hem horlayan kişi hem de horlamaya maruz kalan uyku alanını paylaşan herkes için rahatsızlık yaratabilir. Bazı vakalarda horlama sırasında solunum engellenebilir. Obstrüktif uyku apnesi (OSA) adı verilen bu durum tıbbi tedaviyi gerektirir.
Horlama ve Anatomi
Burun, boğaz ve diğer dokular uyku esnasında rahatlar ve solunum bu yapıların titreşmesine neden olur. Yapılar gevşediğinde solunum yolu daralır ve solunum esnasında havanın akmasını zorlaştırır. Hava akışı ne kadar çalkantılıysa, horlama da bir o kadar yüksek olur.
Uyku apnesinde hava yolu kısmen veya tamamen tıkanır. Obstrüktif uyku apneli hastalar, genellikle birkaç saniye ila bir dakika veya daha uzun süre, uyku esnasında tekrar tekrar nefes almayı bırakırlar. OSA, uykuya dalma, horlama, engellenmiş solunum ve uyanma şeklinde bir durumla sonuçlanır. Bazı insanlar için bu kalıp her gece yüzlerce kez tekrarlanabilir.
Horlama İnsidansı ve Prevelansı
Erkeklerin yaklaşık yüzde 45’i ve kadınların yüzde 30’u düzenli olarak horlamaktadır. Horlama genellikle yaşla birlikte daha da kötüleşir. Her yaş ve kilo insanı horlatmaktadır, ancak durum genellikle yaşla birlikte kötüleşir ve fazla kilolu kişiler daha sık horlamaya eğilimlidir.
Obstrüktif uyku apnesi (OSA), 40 yaş üstü insanlarda daha sık görülür ve erkeklerde 7-10 kat daha sıktır. Yaşlı insanlarda yüzde 60’a varan oranlarda obstrüktif uyku apnesi vardır.
Horlama Risk Faktörleri
Horlamaya katkıda bulunan bazı faktörler şunlardır:
- Ağız özellikleri: Uzun, alçak veya kalın yumuşak damak, uzun bir uvula (yumuşak damaktan asılı doku) veya büyümüş bademcikler havayolu alanını daraltabilir ve horlamaya neden olabilir.
- Ağızdan soluma: Burun yerine ağızdan solunum yolundan geçerek doku titreşimini ve horlamayı arttıran daha fazla hava neden olur.
- Aşırı kilo: Fazla kilolu kişilerde genellikle kalın boyunlar bulunur ve bu da hava yolunu daraltabilir. Uyku apnesi, boynları 17 “den fazla olan ve boynu 16’dan büyük kadın ve erkeklerde görülebilir.”
- Burun tıkanıklığı: Burundaki herhangi bir sıkıntı (örn., Bir soğuk gibi üst solunum yolu enfeksiyonunun neden olduğu alerjiler nedeniyle) nefes almayı zorlaştırır ve doku titreşimini artırabilir.
- Sapmış septum: Burun deliğini ayıran dokudaki bir anormallik aynı zamanda solunum yolunun daralmasına ve horlamaya neden olabilir.
- Alkol tüketimi: Alkol, yatmadan çok önce boğaz kaslarını rahatlatarak horlamayı artırabilir.
- Uyku apnesi: Bu durum, boğaz dokularının hava yolunu tıkayarak, oksijenin az almasına veya hava yolunu tamamen tıkamasına ve horlamaya katkıda bulunduğu noktaya kadar daralmasına neden olur.
Horlamanın Diğer Belirtileri
Horlamanın asıl özelliği sesin kendisidir. Ancak, uyku apnesinin belirtileri ve semptomları daha özeldir ve aşağıdakileri içerir:
- Yorgunluk
- Duygudurum değişiklikleri, kaygı, depresyon
- İlişkilerdeki sorunlar, çalışma ve okuldaki sorunlar
- Azalan cinsel istek
- Huzursuz uyku (Bu sık sık nefes nefese kalma ve uyku esnasında pozisyon değiştirme ile karakterizedir.)
- Hafıza kaybı, odaklanma sorunları, zihinsel işlev ve yargı
- Gece göğüs ağrısı
- Yüksek tansiyon (hipertansiyon)
- Sabahları baş ağrısı
Horlamanın Komplikasyonları
Sıkça horlayan insanlar yeterince uykusuzdur, evdeki uyku partnerlerini veya başkalarını da uyutmazlar. Bu, gergin ilişkilere, gündüz uykusuzluğuna ve ve maruz kalan herkes için zayıf konsantrasyona neden olabilir. Uyku yoksunluğu kötü iş performansına neden olabilir ve kaza ya da yaralanma riskini artırabilir.
Uyku apnesi olan insanlar; yüksek tansiyon (hipertansiyon), kalp yetmezliği, inme, koroner arter hastalığı, hafıza kaybı, pulmoner hipertansiyon, zihinsel sağlık sorunları ve iktidarsızlık (erektil disfonksiyon) geçirme riskleri yüksektir. Ayrıca uyku apneli çocukların dikkat eksikliği / hiperaktivite bozukluğu gelişme olasılığı daha yüksektir.
Horlamanın Teşhisi
Horlama sorunlarını teşhis etmek için doktorlar, eksiksiz bir tıbbi hikaye alırlar. Uyku ve horlama kalıpları, gündüz uykuları ve uyku hijyeni konularında sorular sorarlar. Genellikle yatakta ortaklarına ve aile bireylerine bu konu hakkında sorular sorarlar.
Horlama tanısı ayrıca tam bir fizik muayene yapılmasını içerir. Doktorlar ağız, burun ve boğazı inceleyerek herhangi bir dokunun hava yollarını daralttığını ve vücut ağırlığını, vücut kütle indeksini (BKİ) ve boyun çevresini ölçüp ölçmediklerini öğrenir. Kan tetkikleri, tiroidin düzgün çalışıp çalışmadığını belirlemek için yapılabilir.
Bir kulak burun boğaz doktoru (KBB, burun boğaz uzmanı) fiberoptik bir cihazla daha ayrıntılı bir fiziki muayene yapabilir. Bu muayene, burun pasajlarının bloke edilip edilmediğini (örn. Sapmış bir septum ile) mi yoksa hava yolunu tıkayan herhangi bir tümör olup olmadığını tespit edebilir..
Polisomnografi (tam uyku çalışması olarak da bilinir), bir uyku kliniğinde veya uyku laboratuvarında bir gece kalmayı içerir. Bu testte doktorlar, uyku düzenleri, uyku sırasında vücut fonksiyonları ve meydana gelen herhangi bir sorun hakkında daha fazla bilgi edinmek için video kameralar kullanmaktadır. Ayrıca, uyku apnesinin ataklarını izleyebilir ve hastanın ne kadar süreyle nefes alıp verdiğini gözlemleyebilir.
Horlamayı Önleme
Horlamayı önlemeye yardımcı olabilecek bazı adımlar şunlardır:
- Sağlıklı bir kilo verme. Fazla kilolu insanların horlaması daha olasıdır.
- Burun tıkanıklığına dikkat edin. Burun tıkanıklığı olan kişiler ağızlarından nefes almaya başlar ve bu kişiler horlamaya daha yatkındırlar. Burun tıkanıklığı tedavileri hakkında doktorunuzla konuşun. Bazı durumlarda, burun kanallarını genişletmek için yapışkan burun bantları da yararlı olabilmektedir.
- Özellikle yatmadan önce alkol, sedatif veya uyuşturucu ilaç kullanmayın. Bu maddeler boğazdaki kasları çok rahatlatabilir ve solunum yolunu daha da daraltabilir. Obstrüktif uyku apneli hastalar için, bu ilaçlar nefes almadığında beynin sizi uyandırmasını zorlaştırabilir.
- Yatmadan önce çok ağır bir yemek yemeyin.
- Yatağın baş kısmını yaklaşık 10-15 cm yukarı kaldırın.
Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.